Süper Lig’de Galatasaray karşısında ortaya konan oyunun tüm bölümlerinde vasatlık havası vardı dersem, sanırım ne demek istediğim anlaşılmayacaktır. Saha içinde rakibin baskısını kabul etmiş bir Kayserispor, yarı alanında oynanan oyuna müdahale etmeye çalışan ve rakibin aslında bir anlamda da saha içine girmesine fırsat vermeyerek gol pozisyonları bulmamasına da engel olunan bir sistem.
Yani anlayacağınız ne oynayın, ne de oynatın diyen bir Kayserispor vardı. Bazı zamanlarda topu alıp direk rakip kaleye inmesini bilen futbolcular bir anda topu kaybediyor ve kendi ceza sahası içinde nasıl topu çıkartacağını düşünüyordu. Kısacası zaman zaman saçmaladığımız anlar oldu.
Zaten böylesi yaptığımız için de son anda gelen gole engel olamadık. Bir ara korner atışlarıyla mı geçecek bu maç diye de düşünmedim dersem yalan olur. Rakibin saha içinde bu kadar etkili olmasına izin verilmemeliydi. Yine de defansın maçın genelinde ortaya koyduğu oyun beni ilerisi için umutlandırdı.
Hele Galatasaray’da futbolcular, genç kalecimiz Bilal’i geçemeyince iyiden iyiye çıldırma arifesine geldiler. Maçın genelinde baskıyı kabul eden Kayserispor bir ara kendilerine gelmesini bildiler. Maçın ilk 30 dakikalık bölümü sonrasında kendisine gelen Kayserispor’da futbolcular, oyunda hâkimiyeti Galatasaray’dan almasını bildiler ve rakip kaleye ardı ardına ataklar yaparak bir ara taraftarı da rahatsız etmesini bildiler.
Kayserispor ilk yarının son anlarında ortaya koyduğu oyunu ve ikinci yarıda attığı gol sonrasında Galatasaray taraftarı kendi yönetimini istifaya bile çağırdı.
Yani anlayacağınız bu maçta alacağımız 3 puan bazılarının sıkıntıya girmesine neden olacaktı. Ama son anlarda gelen beraberlik golü buna engel oldu.
Ne diyelim? Salı günü Fenerbahçe, cumartesi günü Galatasaray iyisiyle kötüsüyle yolumuza umutla devam ediyoruz…
FACEBOOK YORUMLAR