İYİ Parti buğday, arpa ve bakliyat fiyatlarını değerlendirdi

İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanlığı, açıklanan buğday, arpa ve bakliyat fiyatlarını değerlendirdi.

İYİ Parti buğday, arpa ve bakliyat fiyatlarını değerlendirdi
19 Mayıs 2021 - 12:44
İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanlığı'ndan yapılan açıklama şöyle:
"İç piyasa fiyatları, açıklanan fiyatlarının üzerinde olacaktır
Kuraklık nedeniyle tahılların rekoltesinde azalma söz konusu. Özellikle Arpa, K. Mercimek ve Buğday kuraklıktan etkilenecek. TZOB rekolte düşüşünün %10 seviyesinde olacağını, TMO ise 1 milyon ton civarında olacağını söylüyor. Mardin, Adıyaman, Ş.Urfa, Diyarbakır, kısmen Elazığ ve Konya hattında yaşanan kuraklık etkisiyle yaşanan rekolte düşüşleri zaten yetersiz olan üretimlerin iyice azalmasına ve arzın kısıtlılığına yol açacak.

Toplam tahıllarda yeterlilik oranımız %87,8 iken;
Buğday ekmeklik de %89,5
Buğday (durum) %150,5
Arpada %94,8
Çavdarda %100
Yulafta %98,5 dir.
Bakliyat da ise Kırmızı Mercimekte %71,7
Yeşil Mercimekte %85,3
Nohut’ta %127,5 şeklindedir.

Ekmeklik Buğday yeterliliği kendi nüfusumuz ve ithalat mamul madde (un ve unlu maddeler) için ikame edilen (ihtiyaç duyulan) miktardan bağımsızdır. Bu nedenle 2019-2020 üretim döneminde toplam 10,8 milyon ton Buğday ithal edilmiştir. Buna karşılık 8,4 milyon ton mamul karşılığı ve/veya ihraç edilmiştir. TÜİK’e göre 2,4 milyon ton Buğday açığımız ise ithalat yoluyla karşılanmıştır. Arpada ithalat edilen miktar ise yaklaşık 1 milyon civarındadır. Kırmızı Mercimek’teki ithalat rakamımız ise yaklaşık 480 bin tondur. İhraç edilen miktar ise yaklaşık 310 bin tondur.

Uluslararası tahıl piyasalarına hakim ülkeler, ihracat konusunda aşırı korumacı ve stoklamaya yöneldi

Uluslararası Tahıl Piyasalarında iki yıldır pandemi nedeniyle farklı bir seyir gözlenmektedir. Piyasalara hakim olan 5-6 ülke, ihracat konusunda aşırı korumacı ve stoklamaya yönelen bir davranış tarzı belirlemiştir. Arz imkânını bu şekilde kullanan ihracatçı ülkeler, tahıl piyasasında fiyatların %50’lerden fazla artmasına yol açmıştır. Daha önce 220-240 $/ton seviyesinde gezinen Buğday fiyatlarının güncel piyasadaki fiyatı 300-320 $ düzeyindedir. Arpadaki fiyatlar ise 280 $/ton civarındadır. Bu fiyatlara 20-40 $ arası navlun dahil değildir.
Bu durumda bir tarafta azalan rekolte, bir tarafta yüksek seyreden ve seyredecek olan iç piyasa fiyatları gibi iç piyasaya yönelik fiyat düzenlenmesi sorunları varken, UA İhracat Piyasalarındaki fiyatların da yüksek olması, ülkemiz açısından son derece hassas bir pazar durumu yaratmaktadır. Yani arza dayalı bir piyasa tıkanması sorunu ile karşı karşıyayız.

Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ithal edilen Buğdayın un ve benzeri maddelere işlenmesi ve ihracatı üzerinden yürüyen Un Sanayi ihracatlarımız da riskli duruma gelecektir. Yurtdışı piyasalarda fiyatların yurtiçi fiyatlardan yüksek ya da yakın olması durumunda ihracatçı un sektörü, Buğday talebi/temini için iç piyasaya yönelecektir. İç piyasadan yaklaşık 2-2,5 milyon ton /bile/ ürün bu şekilde çekildiği taktirde iç piyasa talebe yüksek ve artan fiyatlar ile cevap verecektir. Bu beklenti bile iç piyasada ürün stokçuluğunu teşvik edecektir. Peki bu durumun sonuçları topluma nasıl yansıyacaktır? Bunun en basit cevabı yılsonuna doğru bir somun ekmeğin 3-4 TL civarında olacak olmasıdır.

Kamu sadece fiyat açıklayan etkisiz faktör durumuna düşecektir

Ayrıca DİR kapsamındaki ticaret ve üretimde aksamalar olacaktır. Un sanayinin Kapasite Kullanım Oranında düşüşler olacaktır. İhracat taleplerini karşılayamayacaklar, var olan yurtdışı müşterilerinden kayıplar yaşayacaklardır. Bu durum istihdamı da etkileyecektir. Zaten düşük bir katma değer sektörü olan Un Sanayinin, KKO kaybı ile katma değer katkısı da düşecek, sektör sadece üretim değil yatırım açısından da sıkıntıya düşecektir. İç piyasa fiyatları, açıklanan fiyatların üzerinde seyredecek, kamunun regülasyon gücü olmayacak, kamu sadece fiyat açıklayan etkisiz faktör durumuna düşecektir.

Neler yapılmalı

O halde ne yapılmalıdır? Bir an önce güvenilir rekolte sonuçları açıklanmalıdır. Bu sonuçlar üzerinden ve arz ve talep planlaması yapılmalıdır. Arz eksiği iç tüketim ve Un Sanayi için ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Ürününü satmak durumunda olan bütün üreticilerin ürünleri alınmalı; sezon sonu “fark fiyatı” uygulaması yapılmalıdır.

Stoklarının önüne geçmek adına TMO piyasada agresif bir şekilde alıcı-satıcı pozisyonunu almalıdır. Ürün alımlarında sektör bileşeni olmayan, ürünü yatırım malı/finansal değer olarak gören alıcıların piyasaya girmesine engel olunmalıdır. Gerekirse Lisanslı Depolar denetlenmeli, ürün alım miktarları sınırlandırılmalıdır.

İç piyasanın eksik arz sorunu Temmuz-Ağustos döneminde UA piyasaları kontrol ederek (risk alarak dahi olsa) karşılanmalı, iç piyasa arz talep dengesi sağlanmalıdır. DİR kapsamındaki tedarikçi ve sanayicilerin iç piyasayı bozucu stok ve alımlarının önüne geçilmeli; ithalat kolaylıkları sağlanmalıdır. Gerekirse sektörün korunması adına iç piyasa fiyatları üzerinden sübvansiyon uygulanmalıdır.

Normal süreçlerde bile gerekli kamusal regülasyonu sağlayamayan; Piyasaları dengeleme ve düzenlemede sınıfta kalan; Ekim sezonunda fiyat açıklamayı bırakın, fiyatları hasattan sonra ancak açıklayabilen; Ne dış piyasaları ne de iç piyasayı doğru analiz edip uygun fiyatlama politikası belirleyemeyen TMO’nun, zaman zaman karşılaştığımız kuraklık sorunu ve olağanüstü pandemi döneminde de uygun bir fiyatlama politikası yürütmesini zaten beklemiyorduk. Acı olan ise fiyatları %30’dan fazla artırdık deyip yukarıdaki yazılı piyasa gerçeklerine arka dönmeyi başarmış olmaktır.

TMO’yu anlayacağız; eğer, bu sistem de bu kadar derlerse! TMO’yu destekleyeceğiz; eğer, piyasada inisiyatif alıp agresif olmayı ve piyasaları bu zor dönemde düzenlemeyi başarırlarsa! Ürüne ve üretene SEVGİYLE yaklaşmadıktan, üretim odaklı düşünmedikten sonra doğru karar alıp bunları yapabilirler mi? Yüzünü olur olmaz ithalatçıya dönenlerden doğru karar çıkar mı? Bekleyelim görelim."
Hibya Haber Ajansı
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum